KURUMSAL
SON DUYURULAR

ÇOCUKLARIN CİNSEL SUİSTİMAL VE CİNSEL İSTİSMARA KARŞI KORUNMASINA İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ (LANZAROTE SÖZLEŞMESİ)
Sözleşme’nin Arka Planı
“Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 25 Ekim 2007 tarihinde İspanya’nın Lanzarote Adası’nda Avrupa Konseyi üye devletleri ile diğer bazı devletler arasında imzalanmıştır. Sözleşme kısaca ‘Lanzarote Sözleşmesi’ adıyla bilinmekte ve çoğunlukla bu adla anılmaktadır. Sözleşmeye başta Avrupa Birliğine mensup devletler olmak üzere pek çok devlet taraf olmuştur. Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Rusya, Japonya ve Türkiye sözleşmeye taraf olan ülkelere örnek verilebilir.
Sözleşme’nin İmza ve Yürürlüğe Giriş Tarihine İlişkin Bilgiler
Sözleşme Türkiye tarafından 25/10/2007 tarihinde Lanzarote’de imzalanmıştır. 13 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan Sözleşme ile ilgili, Dışişleri, Adalet, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarının 567 sayılı Komisyon Raporu ile olumlu görüş sunması üzerine Sözleşmenin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı oluşturulmuştur. Akabinde, “Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi” 25/11/2010 tarih ve 6084 sayılı Kanunla onaylanmıştır. Sözleşme, Dışişleri Bakanlığının teklifi üzerine, 31/05/1963 tarih ve 244 sayılı Kanunun 3’üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18/07/2011 tarihinde onaylanmış ve 10 Eylül 2011 tarih ve 28050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Sözleşme’nin Temel Amaçları
Sözleşme’nin hazırlanması ve Avrupa Konseyince devletlerin imzasına sunulmasında belli başlı amaçlar bulunmaktadır. Bu amaçların bir kısmı Sözleşme’nin giriş bölümünden çıkartılmakta, bir kısmı ise Sözleşme’nin “Amaçlar” kenar başlıklı 1’inci maddesinde yer almaktadır. Bu bağlamda Sözleşme’nin amaçları şu şekilde sıralanabilir;
- Çocukların cinsel suistimalini ve çocuğa yönelik cinsel istismarı önlemek ve bunlarla mücadele etmek;
- Cinsel suistimal ve cinsel istismar mağduru çocukların haklarını korumak;
- Çocukların cinsel suistimaline ve cinsel istismarına karşı ulusal ve uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;
- Çocuk pornografisi ve fuhşunu yasaklamak ve bunun için gereken her türlü tedbiri almak;
- Çocukların psiko-sosyal gelişimi açısından yıkıcı olan cinsel istismarın etkilerini ortadan kaldırmak;
- Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla gerçekleştirilebilecek çocuk pornografisi ile mücadele etmek;
- Çocukların refahı ve yüksek menfaatlerini en üstün değer olarak kabul etmek;
- Çocuklara yönelik önleyici ve koruyucu ceza hukuku alanı oluşturmak;
- Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri bağlayıcı hale getirerek özel bir gözetim ve denetim mekanizması kurmak.
Önemli Tanımlar ve İlkeler
Sözleşme’nin 2’inci maddesinde düzenlenen “ayrım gözetmeme ilkesi” şu şekilde düzenlenmiştir: “Bu Sözleşme hükümlerinin Taraflarca uygulanması, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerden faydalanmaları, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer tür görüş, milli veya sosyal köken, herhangi bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk ve arazi sahibi olma, doğumla, cinsel yönelimle, sağlık durumuyla, engelli olma veya diğer bir statüyle bağlantılı olmaksızın, ayrım gözetilmeden temin edilecektir.” Bu hüküm genel olarak ayrımcılık yasağı ilkesinin sözleşmedeki görünümü niteliğindedir.
Sözleşme’nin 3’üncü maddesinde ise bazı önemli tanımlara yer verilmiştir. Bu tanımlar sırasıyla şunlardır:
- Çocuk: 18 yaşından küçük herhangi bir birey anlamına gelecektir.
- Çocukların cinsel suistimali ve cinsel istismarı: Bu Sözleşmenin Madde 18-23’ünde atıfta bulunulan davranışları içerecektir.
- Mağdur: Cinsel suistimale veya cinsel istismara maruz kalan herhangi bir çocuk anlamına gelecektir.
Sözleşme Kapsamında Çocuğun Cinsel Suistimali ve Cinsel İstismarı Suçunu Oluşturan Fiiller
Sözleşme devletlere maddi ceza hukuku alanında ulusal mevzuatlarında değişiklik yapma yükümlülüğü getirmektedir. Sözleşme’nin “maddi ceza hukuku” başlıklı 6’ıncı bölümü suç oluşturan fiilleri derlemiştir. Çocuğun Cinsel Suistimali ve Cinsel İstismarı Suçunu oluşturan fiillerden bazıları şu şekilde sıralanabilir;
- Ulusal yasanın ilgili hükümlerine göre cinsel faaliyet için yasal yaşa ulaşmamış bir çocukla cinsel faaliyetlerde bulunmak;
- Çocukla aşağıdaki koşullarda cinsel faaliyetlerde bulunmak:
- Baskı, zorlama, tehdit kullanılması veya,
- Aile içi de dahil olmak üzere, tanınmış bir güven, otorite veya nüfuzun suistimal edilmesi veya,
- Çocuğun, zihinsel veya fiziksel bir engeli veya bağımlı durumda olması nedeniyle, özellikle zayıf durumunun suistimal edilmesi;
- Çocuğu fahişe olarak çalıştırmak veya fuhuşa katılmasına neden olmak;
- Çocuğu fuhuşa zorlamak veya çocuktan bu gibi amaçlarla kar elde etmek veya çocuğu başka türlü suistimal etmek;
- Çocuk fuhuşuna katılmak;
- Çocuk pornografisi üretmek;
- Çocuk pornografisi sunmak veya temin etmek;
- Çocuk pornografisini dağıtmak veya iletmek;
- Kendisi veya başka biri için çocuk pornografisi tedarik etmek;
- Çocuk pornografisi bulundurmak.
Sözleşme’nin 18’inci maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin birkaç noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir. Öncelikle anılan maddenin 2’inci fıkrasına göre; tarafların her biri, çocukla hangi yaşın altında cinsel faaliyetlere girişilemeyeceğine karar verecektir. 3’üncü fıkrasına göre ise; madde kapsamında sayılan suçların küçük yaştaki çocuklar arasındaki, karşılıklı rızaya bağlı cinsel faaliyetleri düzenleme amacı bulunmamaktadır.
Sözleşme’nin Taraf Devletlere Getirdiği Yükümlülükler
Lanzarote Sözleşmesi çocuklara karşı cinsel suistimal ve istismarı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bütüncül bir yaklaşım sergilemekte ve taraf devletlere önleme, koruma, kovuşturma ve ulusal ve uluslararası işbirliği yapma yükümlülüğü getirmektedir. Taraf devletlerin Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülükleri Avrupa Konseyi tarafından çıkartılan Sözleşme rehberinde sıralanmıştır. Bunlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir. (Ayrıca Rehberin tamamına: https://rm.coe.int/prems-107219-tur-2576-lanzarote-convention-leaflet-a5-web/168098bd18 adresinden ulaşılabilir.)
Önleme Yükümlülüğü
- Çocuklarda cinsel sömürü ve cinsel istismara yönelik riskler konusunda farkındalık oluşturulmalıdır ve kendilerini koruyabilmeleri için çocuklar güçlendirilmelidir;
- Çocuklarla temas halinde çalışan kişiler eleme amacıyla taranmalı ve eğitilmelidir;
- (Hüküm giymiş veya potansiyel) cinsel suçlulara yönelik müdahale programları veya önlemler düzenli olarak izlenmelidir.
Koruma Yükümlülüğü
- Cinsel sömürü veya cinsel istismara ilişkin her türlü şüphenin ihbar edilmesi desteklenmelidir;
- Telefon ve İnternet yardım hatları kurulmalıdır;
- Mağdurları ve ailelerini desteklemeye yönelik programlar kurulmalıdır;
- Tedavi edici yardım ve acil durum psikolojik bakım hizmeti sağlanmalıdır;
- Mağdurun emniyetini, mahremiyetini, kimliğini ve imajını korumaya yönelik çocuk dostu adli takibatın işleyişe girmesi sağlanmalıdır;
- Önemli olarak da çocuk mağdurlar ile yapılan görüşmelerin sayısı sınırlı olmalıdır; görüşme güven verici bir yerde, spesifik olarak bu amaçla eğitilmiş profesyoneller ile yapılmalıdır.
Kovuşturma Yükümlülüğü
Yukarıda Sözleşme kapsamında çocuğun cinsel suistimali ve cinsel istismarı suçunu oluşturan fiillere ayrıntılı biçimde yer verilmiştir. Sözleşme bu fiillerin tarafı olan tüm devletlerde suç olarak kabul edilmesini amaçlamaktadır.
Çocukların, Özel Sektörün, Medyanın ve Sivil Toplumun Katılımı
Çocukların cinsel suistimali ve cinsel istismarıyla mücadele bağlamında Sözleşme’de çocukların, özel sektörün, medyanın ve sivil toplumun katılımı hususuna özel önem verilmiştir. Bu bağlamda Sözleşmeye Taraf Devletlerden her biri; çocukların cinsel suistimali ve cinsel istismarıyla mücadeleye ilişkin devlet politikaları, programları veya diğer girişimlerin geliştirilmesine ve uygulanmasına, gelişme kapasitelerine uygun olarak çocukların katılmalarını teşvik edecektir. Ayrıca; özel sektörü, özellikle de bilgi ve bilişim, turizm ve seyahat, bankacılık ve finans sektörünü ve aynı zamanda sivil toplumu, çocukların cinsel suistimalini ve cinsel istismarını önlemeye yönelik politikaların oluşturulması ve uygulanmasına katılmaya ve bu alanda öz denetim veya eş-düzenlemeler yoluyla dâhili normlar uygulamaya teşvik edecektir.
Sözleşme’yi İzleme Mekanizması
Sözleşme’nin 39’uncu maddesiyle “taraflar komitesi” adı ile bir izleme mekanizması kurulmuştur. Madde hükmüne göre; “Taraflar Komitesi, Sözleşmenin Taraflarının temsilcilerinden oluşacaktır. Taraflar Komitesi Avrupa Konseyi Genel Sekreterince toplantıya çağrılacaktır. Komitenin ilk toplantısı, Sözleşme, sözleşmeyi parlamentosunda kabul eden onuncu akit tarafın ülkesinde yürürlüğe girdikten bir yıl sonra yapılacaktır. Komite bilahare, Taraflardan en az üçte biri veya Genel Sekreterin talep etmesi halinde toplanacaktır.” Sözleşme’nin 41’inci maddesiyle de Taraflar Komitesi’nin işlevi düzenlenmiştir. Bu hükme göre;
- Taraflar Komitesi bu Sözleşmenin uygulanmasını izleyeceklerdir. Taraflar Komitesinin usule ilişkin kuralları, bu Sözleşmenin uygulanmasının değerlendirilmesine ilişkin usulleri belirleyecektir.
- Taraflar Komitesi, çocukların cinsel suistimalini ve cinsel istismarını önleme ve bunlarla mücadele etme kapasitelerini geliştirmek amacıyla üye devletler arasında bilgi toplama ve analiz etmeyi, bilgi, deneyim ve iyi uygulamaların paylaşılmasını kolaylaştıracaktır.
- Taraflar Komitesi, herhangi bir sorunun ve bu Sözleşme uyarınca yapılan bir beyanın veya konulan bir çekincenin etkilerinin tespit edilmesi de dâhil olmak üzere, bu Sözleşmenin etkili bir biçimde kullanılmasını ve uygulanmasını kolaylaştıracaktır.
- Taraflar Komitesi, bu Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin herhangi bir sorunla ilgili görüş bildirmek ve önemli yasal konular, uygulanacak politikalar veya teknolojik gelişmeler konusunda bilgi alışverişini kolaylaştıracaktır.
Çekinceler ve Fesih
Sözleşme’nin 48’inci maddesine göre; “Çekinceler Bu Sözleşmeyle ilgili olarak, açık bir biçimde belirlenen çekincelerin dışında herhangi bir çekince konamaz. Çekinceler herhangi bir tarihte geri çekilebilir.” Türkiye tarafından Sözleşmeye konulan herhangi bir çekince bulunmamaktadır. Sözleşme’nin “Sözleşmeden çekilme” kenar başlıklı 49’uncu maddesine göre; “Tarafların herhangi biri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine gönderilecek bir bildirim vasıtasıyla bu Sözleşmeden çekilebilir.” Sözleşmeden çekilme isteği Genel Sekretere bildirilir. Bildirimin alındığı tarihten sonraki üç aylık sürenin dolmasını izleyen ayın birinci gününde çekilme isteği yürürlüğe girecektir.