Kişinin doğuştan veya sonradan fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde meydana gelen kayıplardan veya hayatın olağan akışı içerisinde meydana gelen salgın, kıtlık, deprem, sel gibi fiziki ve beşeri felaketler yaşamasından veya ırk, din, dil, yaş, cinsiyet, mezhep, etnik köken, ekonomik ve sosyal statü, özgürlüğünden mahrum bulunma gibi özel durumlara bağlı olarak toplumda diğer bireylere göre daha dezavantajlı konumda olan ve toplum yaşamına diğer bireylerle eşit şartlarda tam ve etkin katılamayan kişiler savunmasız gruplar olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi kabul edilen Covid-19 salgınıyla beraber diğer bireylere nazaran daha yüksek risk altında bulunan kişilere ulusal ve uluslararası insan hakları hukuku ve sosyal hukuk devleti ilkesi gereğince daha özenli ve içermeci yaklaşımların benimsenmesini ve onlar için ek tedbirler alınmasını ümit ediyoruz.