KURUMSAL
SON DUYURULAR

Çiğdem Çelik Yazarın Tüm Yazıları

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB)’nin 1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edildiği 10 Aralık günü, 1950 yılından bu yana, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır.
10 Aralık günü için her yıl farklı bir temaya odaklanan BM, İHEB’nin BM Genel Kurulu’nda kabulünün 73. yıldönümünün kutlandığı 2021 yılında İnsan Hakları Günü’nün temasını “EŞİTLİK: Eşitsizlikleri Azaltmak, İnsan Haklarını Geliştirmek” olarak belirlemiştir. İHEB’nin 1. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin, BM 2030 Gündemi çerçevesinde Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin de temelinde yer almasından hareketle 2021 temasının odağında; çevreyi, sosyal adaleti ve genç nesilleri dikkate alan insan haklarına dayalı bir ekonomik kalkınma modeli oluşturma ve bu temelde yeni bir toplumsal sözleşme kurma çağrısı yer almaktadır.
Bu tema kapsamında özetle;
- yoksulluk ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için insan haklarına dayalı bir ekonomi inşa etmek gerektiğine,
- bu temelde oluşturulacak yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç duyulduğuna,
- genç nesilleri yoksulluk ve eşitsizlikten korumak için eşit fırsatlar yaratılmasının önemine,
- COVID-19 pandemisi sürecinde belirginleşen aşı dağıtımındaki adaletsizliğin giderilmesi gerektiğine,
- sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ve iklim adaletinin geliştirilmesi gerektiğine,
- çatışmaların önlenmesi ve eşitlik, kapsayıcılık ve insan hakları yoluyla dirençli toplumlar yaratılması gerektiğine
vurgu yapılmaktadır.
Alt temalar şu şekilde detaylandırılmaktadır:
İnsan Haklarına Dayalı Ekonomi
Çağımızın en büyük küresel sorunları arasında yer alan ve aynı zamanda insan hakları ihlali olan yaygın yoksulluk ve eşitsizlik ile yapısal ayrımcılık, ancak insan haklarına dayalı önlemler, yenilenen siyasi taahhütler ve başta bu ihlallerden en çok etkilenenler olmak üzere herkesin katılımı ile etkin bir şekilde ele alınabilir. Gücü, kaynakları ve fırsatları daha adil bir şekilde paylaştıracak ve insan haklarına dayalı sürdürülebilir bir ekonominin temellerini kuracak yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç bulunmaktadır.
Yeni Bir Toplumsal Sözleşme
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yanı sıra gelişme hakkı ve güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkı da dâhil olmak üzere insan hakları, şimdiki ve gelecek nesiller için daha iyi, daha adil ve daha sürdürülebilir toplumları destekleyen insan haklarına dayalı yeni bir ekonomi inşa etmenin merkezinde yer almaktadır. İnsan haklarına dayalı bir ekonomi, yeni bir toplumsal sözleşmenin temeli olmalıdır.
Gençler için Eşit Fırsatlar
Arka arkaya yaşanan finansal krizlerin ve sağlık krizlerinin milyonlarca genç üzerinde uzun süreli ve çok boyutlu etkileri olmuştur. “COVID nesli” olarak nitelendirilebilecek genç neslin, insana yakışır iş olanakları ve sosyal güvenlik dâhil olmak üzere tüm hakları korunmadığı takdirde, bu neslin artan eşitsizlik ve yoksulluğun olumsuz etkilerine yenik düşme riski bulunmaktadır.
Aşı Eşitsizliği ve Adaletsizliği
Adil olmayan aşı dağıtımı ve istifleme yoluyla aşı adaletsizliği hem uluslararası hukuk kurallarına ve insan hakları ilkelerine hem de küresel dayanışma ruhuna aykırılık teşkil etmektedir. Hükümetler ve halkları arasında ortak bir gündem oluşturma ve yeni bir toplumsal sözleşme kurma çağrısı, güveni yeniden inşa etmek ve herkesin onurlu bir şekilde yaşamasını temin etmek için en acil ihtiyaçlardandır.
Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı ve İklim Adaleti
İklim değişikliği, kirlilik ve doğanın kaybı dâhil olmak üzere çevresel bozulma, savunmasız durumdaki kişileri, grupları ve halkları orantısız bir şekilde etkilemektedir. Bu etkiler, mevcut eşitsizlikleri şiddetlendirmekte ve şimdiki ve gelecek nesillerin insan haklarını olumsuz yönde etkilemektedir. BM İnsan Hakları Konseyi’nin tanımış olduğu temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkının[1] hayata geçirilebilmesi için, bu hakka saygı duyulması, bu hakkın korunması ve uygulamaya konulması yönünde acil önlemler alınması gerekmektedir. Bu, COVID-19’un yeşil bir iyileşmeyle atlatılmasına ve adil bir geçiş dönemine olanak sağlayacak yeni bir insan haklarına dayalı ekonominin temel taşı olmalıdır.
Çatışmanın Önlenmesi ve Eşitlik, Kapsayıcılık ve İnsan Hakları Yoluyla Dirençli Toplumlar Yaratılması
İnsan hakları, sorunları ele alarak, eşitsizlikleri ve dışlanmayı ortadan kaldırarak ve insanların hayatlarını etkileyen karar alma süreçlerine katılmalarına olanak tanıyarak, çatışma ve krizin kökenindeki nedenlerle mücadele etme gücüne sahiptir. Herkesin insan haklarını koruyan ve geliştiren toplumlar, hem daha dirençlidirler hem de insan hakları sayesinde pandemiler ve iklim krizinin etkileri gibi beklenmedik krizleri atlatmalarını sağlayacak daha iyi bir donanıma sahiptirler. Eşitlik ve ayrımcılık yapmama, önlemenin anahtarıdır: Herkes için tüm insan hakları, herkesin insan haklarının önleyici faydalarına erişmesini sağlar, ancak belirli insanlar veya gruplar dışlandığında veya ayrımcılığa maruz kaldığında, eşitsizlik çatışma ve kriz döngüsüne neden olacaktır.
***
Geçtiğimiz yıl BM Genel Sekreteri António Guterres tarafından, COVID-19 pandemisi ile bağlantılı olarak dile getirilen yeni bir toplumsal sözleşme kurma ihtiyacının, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile birlikte uluslararası insan hakları gündeminin önemli bir parçası haline geldiği görülmektedir. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin vadettiği üzere “hiç kimsenin geride bırakılmadığı”, daha adil, sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin giderildiği bir dünyanın inşası ve insan haklarını merkeze alan bir yaklaşımın etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için sözü geçen yeni bir toplumsal sözleşme arayışı oldukça anlamlıdır. Bu çağrının 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle dile getirilmesi, yakın gelecekte insan hakları alanında yaşanabilecek gelişmeler bakımından kayda değer bir gösterge olarak nitelendirilebilir. Keza, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 8 Ekim 2021 tarihli kararıyla “temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevre hakkı”nı bir insan hakkı olarak tanımasının bu yılın İnsan Hakları Günü teması içerisinde vurgulanan “çevre” başlığında altının çizilmesi de, çevre ve insan hakları eksenindeki gündem çerçevesinde öne çıkmaktadır.
BM Nezdinde İnsan Hakları Günü Etkinlikleri
10 Aralık İnsan Hakları Günü kapsamında BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Cenevre'de İnsan Hakları Yüksek Komiseri ile eşitlik üzerine çevrimiçi bir sohbete ev sahipliği yapacaktır. Ayrıca Kosta Rika, Kamerun, Ukrayna ve Güneydoğu Asya’da çeşitli etkinlikler planlanmıştır.
Kaynaklar:
https://www.un.org/en/observances/human-rights-day
https://www.un.org/sustainabledevelopment/a-new-social-contract-for-a-new-era/
İlgili diğer yayınlarımız:
Ayrıca bakınız:
https://unsceb.org/sites/default/files/imported_files/CEB%20equality%20framework-A4-web-rev3.pdf
[1] BM İnsan Hakları Konseyi, 48/13, 8 Ekim 2021.